İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Ozon Kullanımı

Ozon gazı suyun dezenfeksiyonunda ilk olarak 1893 yılında Hollanda’nın Oudsboorn kentinde kullanılmıştır. Günümüzde ise Belçika, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da su arıtma tesislerinde kullanıldığı ve 1982 yılından beri içme sularına da uygulandığı, ülkemizde de pek çok su şişeleme fabrikasının ozon teknolojisini kullandığı belirtilmektedir.

İçme sularının başlıca kaynağı yeraltı sularıdır. Ancak birçok ülkede yer altı suları endüstriyel atıklarla kirlenmektedir. Bu kirleticilerin başlıcaları klor, trihalometanlar ve diğer uçucu bileşikler olup, pek çoğu bir dereceye kadar suda biyolojik olarak parçalanmaktadır. Bu noktada devreye giren ozonun pek çok organik ve inorganik kalıntıları parçaladığı, sudaki sülfitleri ve nitritleri okside ettiği, insan sağlığına zararlı olan ve içme sularında bulunan zararlı mikroorganizmaları yok ettiği, suyun oksijen bakımından zenginleşmesini sağladığı, suyun sertlik derecesini düşürdüğü, suyu berraklaştırdığı, sudaki ağır metalleri (demir, mangan vb) uzaklaştırdığı ve koku giderdiği belirtilmektedir.

Sugita ve ark. (1996), deniz suyuna yüksek oranda ozon (10 dk. Süreyle 8,9-9,2 mg/lt total residual oksijen) uygulamasına bağlı olarak sudaki amilaz enziminin aktivitesini düştüğünü, sonuçta suda bulunan organik maddelerin oksidasyona, proteinlerin ise mineralizasyona uğradıklarını bildirmişlerdir.